İngiliz gotiği anglonorman gotiğinden değil; ıle- de france gotiğinde ZİSTERZİENSER sanatının özelliklerinden etkilenerek gelişmeye başlamıştır.bu gelişme 1175 yılında bir Fransız mimarinin CENTERBURY KATEDRALİ nin chor kısmının değiştirmesiyle kendini gsterir. 50 yıl sonra ise İngiliz gotiği kendi stilini oluşturur. 13.yy ın 2. Çeyreğine erken İngiliz gotiği denir. İlk 10 yıl içnde kendi stilinde yapılar yapılmaya başlanır. Esas itibariyle anglonormanik binaların genişlemesi şeklinde görülür. Bunlarda biri de SALISBURY KATEDRALİ dir. Bu yapının dış görünüşüne baktığımızda yapının Fransız katedrallerinde kuvvetle ayrıldığı gözlenebilir.
Katedralin yükselici karakterleri yatay ve geniş çizgilerle düzenlendiğini fark ederiz. Yüksek vierung kulesi 100 yıl sonra eklenmiştir.katedralin cephesi yapıdan daha büyük tutulmuştur. Cephedeki süs bordürleri ve heykel nişleri yatay sıralar halinde tabakalanmıştır. Kulelerin önemi kaybolmuş; köşe kulecikleri haline gelmiştir. Enine sahınlar ilginç özellikler ortaya koyar ve plan Romanik yapılar gibi bölünlenmiştir :
Düz çizgilerle sınırlandırılmış kare apsis zisterzienser özelliğidir. Orta sahnın genel etkisi tümüyle farklı olmakla birlikte bazı bölümler çağdaş Fransız iç mekanlarını andırır. Orta sahında olduğu gibi düşey yerine yatay çizgiler kuvvetle vurgulanmış, böylece orta sahın yalnız yükselen bölümler sırası gibi değil; ayak kemerlerin normal bir devamı gibi görülmektedir. Orta sahında tonozun kesik biçimde bükülüşü erken İngiliz gotik stilinin bir özelliğidr. Kaburgalar triforuim boyunca yükselir. Böylece pencere sırası tonozlar altında adeta gizlenmiş gibi durur.
Salisbury katedralinin palnın içindeki yatay çizgiler ve cüretli bir şekilde yükselen vierung kulesi arasındaki karşılık İngiliz gotiğinin yeni gelişimine dikkat çeker. Be gelişim 14.yy ın 2. Çeyreğinde inşa edilen GLOUCHESTER KATEDRALİ nin choru ile salisbury katd. Nin iç mekanın kıyaslanması daha iyi açıklar. Glouchester katedralinin chor kısmı PERPENDİKULAR stil olarak tanınan İngiliz geç gotiğinin en dikkat çeken örneğidir. Döşemeden tavan göbeğine kadar sütun demetleri göze çarpar. Planı; doğr bitişiğinin düz oluşuyla erken İngiliz gotik kiliselerine benzemektedir. Buna karşılık kaburgalar adeta bir ağ meydana getirir biçimdedir. Bölmeleri gizler gibi durmakta; tonozlara uzanıp giden bir görüntü vermektedir.
Son aşamada WESTMİNİSTER MANASTIRIndaki VII. Henry capellasını ilginç asma tonozlar ile ulaşır. Şemsiyeye benzeyen yelpaze şekilli tonoz sarkıtlarının ucunda lamba gibi kilit taşarlı asılıdır.
İngiliz Gotik Mimari | Rüçhan ARIK
Yorum Yaz